Apostil; ( Fransızca apostille )  bir belgenin gerçek olduğunun yetkili makamlarca onaylanarak  (tasdik) başka bir ülkede yasal olarak kullanılmasını sağlayan bir  onay sistemidir.

 

Her devletin kendine has ve diğerlerinden farklı hukuki kurum ve yapılarının olması bağımsızlıklarının en doğal neticesidir. Ancak günümüzde insanların yaşam alanları birden fazla ülkeyi kapsamaktadır. Bu durum kanunlar ihtilafına neden olmakta, zaman ve hak kaybına yol açabilmektedir. Kanunlar ihtilafından doğan aksaklıkların giderilmesi için devletler bir araya gelerek antlaşmalar yapmak sureti ile tek sisteme doğru adımlar atmaktadırlar.

 

Lahey Konvansiyonu olarak adlandırılan ve 6 Ekim 1961 tarihınde aktedilen sözleşme de bunlardan biri. Bu sözleşme ile taraf  ülke vatandaşlarının kendi ülkelerinde düzenlettikleri  belgeleri taraf olan diğer ülkelerde doğrudan kullanmaları, bu suretle işlemlerde külfetin azaltılması, kolaylığın ve süratin sağlanması amaçlanmaktadır.

 

Yalnızca Lahey Konferansı’na üye veya taraf devletler arasında geçerli olan bu kurallar  “Yabancı Resmi Belgelerin Tasdiki Mecburiyetinin Kaldırılmasına Dair 5 Ekim 1961 tarihli Lahey Sözleşmesi” 16.9.1984 tarihli ve 18517 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak ülkemiz açısından 29.09.1985 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

 

Bu belge onay sistem ile ilgili üye veya taraf devletlerin kendileri  tarafından belirlenen yerel bir makam belgenin gerçek olduğunu onaylayarak, başka bir üye veya taraf ülkede 6 Ekim 1961 tarihli Lahey Konvansiyonunda belirlenen kurallar çerçevesinde kullanılması için yasal hale getirirler. Bu merciler Almanya açısından  Köln’deki Bundesverwaltungsamt, Prasident des Deutschen Patentamtes,  Landgerichtsprasident, Amtsgerichsprasident gibi makamlardır.

 

Türkiye’de valiler, kaymakamlar veya bunların yardımcıları ile adliyelerde Adli Kurum Başkanlarıdır.

 

Bir Apostil belgesinde bulunması gereken şartlar ise şunlardır:

Ana başlığın Fransızca olarak “Apostille (Convention de La Haye du 5 Octobre 1961)” şeklinde yazılması zorunludur
Belgenin düzenlendiği ülkenin adı
Belgeyi imzalayan kişinin adı
Belgeyi imzalayan kişinin görevi
Belgeye basılan mührün ait olduğu makamın adı
Tasdik edildiği yer ve tarih
Apostili düzenleyen makam
Apostil numarası
Apostili düzenleyen makamın mührü veya kaşesi
Apostili düzenleyen yetkilinin imzası gerekmektedir.
 

Ayrıca “Yabancı Resmi Belgelerin Tasdiki Mecburiyetinin Kaldırılmasına Dair 5 Ekim 1961 tarihli Lahey Sözleşmesi” nın 1.maddesınde -Bu Konvansiyon, bir akit devletin topraklarında düzenlenen ve başka bir akit devletin topraklarında ibraz edilmesi gereken resmi belgeler için geçerli olacaktır. Hükmü yer almaktadır. Burada yer alan resmi belgeler’ın tam olarak hangileri olduğu ve taraf devletlerin tam listesini büromuzdan öğrenebilirsiniz

Vekaletname, bir kimsenin başka bir kimseyi belirli durumlarda kendi adına hareket edebilmesi için yazılı olarak yetkilendirdiğine ait yazılı bir belgedir. Davaya vekalet HMK’nun 71-83 maddelerinde düzenlenmiştir. Bu hükümlerde açıklık olmayan hallerde Borçlar Kanununun temsil ve vekalete ilişkin hükümleri davaya vekalet hakkında da uygulanır.

 

Türkiye’de yaşayanlar herhangi bir Noterlikten, yurtdışında yaşayanlar ise en yakın Türk Konsolosluklarından vekaletname düzenlettirebilirler.

 

Yabancı noterlikler yada noter yerine geçen makamlar tarafından düzenlenen vekaletnameler de Türk Konsoloslukları tarafından yetkili bir makam tarafından düzenlendiğine dair  şerh düşülmesi  halinde kullanılabilir

Avukatlık mesleği bir serbest meslek faaliyetidir.Avukatlar hukuk alanındaki bilgi ve tecrübelerini diğer insanların istifadesine sunarlar.

Nasıl ki bir doktorun özel muayenehanesine gidildiğinde bir ücret ödemeniz gerekiyorsa avukat bürosuna gidip herhangi bir hukuki sorunla ilgili soru sorulduğunda veya vekâleten iş takibinde bir ücret ödenmesi gerekmektedir.

Avukata ücret ödenmesi aynı zamanda yasal bir zorunluluk olup avukatlık asgari ücret tarifesinde belirlenen değerler altında ücret sözleşmesi yapılması da yasaklanmıştır.

Dava dilekçesinde aşağıdaki hususlara yer verilmelidir.

1. Adınız soyadınız, TC kimlik numaranız, açık adresiniz
2. Karşı tarafın; adı soyadı (kurum ise ünvanı), biliyorsanız TC Kimlik Numarası, adresi
3. Mümkün olduğunca açık ve öz şekilde aşağıdaki hususları dilekçenizde belirtiniz

a. Davanızın konusu
b. Davayı açma nedeniniz
c. Talebiniz (dava sonucu elde etmek istediğiniz sonuç)
d. Yasal dayanaklarınız
e. Delilleriniz

i.  Dilekçeniz arkasına delil listesi ekleyerek tüm delillerinizi sıra ile yazınız
ii. Elinizde olan delilleri dilekçeniz ekinde sıra numarası vererek sununuz.
iii. Elinizde olmayan delillerin nereden temin edileceğini açık şekilde yazınız.

f.  Davaya konu olayın (şeyin) gerçekleştiği tarih ve sizin öğrendiğiniz tarih
g. Varsa dava konusu ile ilgili içtihatlar (önceki kesinleşmiş mahkeme kararlarından örnekler)

Savunma hakkı da anayasal bir haktır. Mahkeme hiç kimse hakkında kendiliğinden karar vermez. Bir davetiye göndererek hakkında dava açıldığını bildirir, dava hakkında diyeceklerini sorar, kararını verirken onun savunmasını da göz önünde bulundurur. Ancak kişilerin ortadan kaybolarak, davalardan kurtulmaları da başkalarının hakkını ihlal edecektir. Bu nedenle, bu hakkın kötüye kullanılmasını önlemek amacıyla resmi dairelerin kayıtlarında bulunan adrese tebligat veya ilan yoluyla tebligat imkânı mevcuttur. Bu şekilde tebligat yapılarak davaya devam edilebilir.

Davayı kazandığınız zaman, mahkeme yapılan yargılama masraflarının karşı taraftan alınarak size ödenmesine hükmeder.

 

Ancak size geri ödenecek masrafların, sadece yargılama masrafları olduğunu unutmayınız. Davaya hazırlık için yaptığınız masraflar, ulaşım giderleri, avukatınıza ödediğiniz vekalet ücreti gibi bazı masraflar size geri ödenmeyecektir.

Avukatlık mesleği bir serbest meslek faaliyetidir.Avukatlar hukuk alanındaki bilgi ve tecrübelerini diğer insanların istifadesine sunarlar.

Nasıl ki bir doktorun özel muayenehanesine gidildiğinde bir ücret ödemeniz gerekiyorsa avukat bürosuna gidip herhangi bir hukuki sorunla ilgili soru sorulduğunda veya vekâleten iş takibinde bir ücret ödenmesi gerekmektedir.

Avukata ücret ödenmesi aynı zamanda yasal bir zorunluluk olup avukatlık asgari ücret tarifesinde belirlenen değerler altında ücret sözleşmesi yapılması da yasaklanmıştır.

Avukata ödenecek ücretin kapsamı avukat ve vekil eden arasında yapılacak sözleşme ile belirlenebilir. Ancak bu konuda sözleşme yapılmamış ise verilen ücretin hangi işleri kapsadığı avukatlık asgari ücret tarifesine göre belirlenir. Avukatlık ücreti, sözleşmenin konusunu oluşturan işle ilgili olarak kesin hüküm elde edilinceye kadar yapılacak tüm işlemleri kapsar. Örnek vermek gerekirse yargı makamlarına verilecek dava dilekçesi veya cevap dilekçesi, itiraz dilekçesi ve temyiz dilekçeleri ücret kapsamındadır. Buna karşılık üst yargı mercilerinde duruşmalı yapılacak işler ile verilen hükmün icra takibine konu edilmesi ayrı ücrete tabidir.

Bir avukat yardımından faydalanmayacak iseniz aşağıdaki soruları kendi kedinize sorunuz;

a) Dava açmak için yeterli bilgiye sahip olduğunuza emin misiniz?
b) Davanızı takip etmek konusunda kararlı mısınız? Dava açtıktan sonra takip etmeyi ihmal etmeniz, davanızın reddedilmesine veya açılmamış sayılmasına neden olabilir.
c) Davanızın olumsuz sonuçlanması halinde ne gibi sonuçlar doğuracağını değerlendirdiniz mi?

Bir avukatınız varsa sizi aşağıdaki konularda tam olarak bilgilendirmesini talep ediniz;

a) Davanızın size yaklaşık maliyeti ne olacaktır? (Dava harcı, masraflar ve avukatlık ücreti vs.)
b) Davayı kaybetmeniz halinde katlanacağınız ek maliyet ne olacaktır? (Tamamlanacak dava harcı, karşı tarafa ödenecek avukatlık ücreti, mahkeme masrafları vs.)
c) Uğradığınız haksızlığın giderilmesi için başvurulabilecek başka hukuki yöntemler var mı?

Adalet Bakanlığı istatistiklerine göre 2007 yılında bir hukuk davasının karara bağlanması Türkiye genelinde ortalama 202 gün almıştır. Bu süre mahkemelere göre değişiklik göstermektedir.

Örneğin 2007 yılında bir dava ortalama olarak; Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde 619 günde, Asliye Ticaret Mahkemesinde 410 günde, İş Mahkemesinde 441 günde Aile Mahkemesinde 157 günde, Sulh Hukuk Mahkemesinde 108 günde karara bağlanmıştır.

https://www.hakanorhan.av.tr/yargida-hedef-sure-nedir/

Savunma hakkı da anayasal bir haktır. Mahkeme hiç kimse hakkında kendiliğinden karar vermez. Bir davetiye göndererek hakkında dava açıldığını bildirir, dava hakkında diyeceklerini sorar, kararını verirken onun savunmasını da göz önünde bulundurur. Ancak kişilerin ortadan kaybolarak, davalardan kurtulmaları da başkalarının hakkını ihlal edecektir. Bu nedenle, bu hakkın kötüye kullanılmasını önlemek amacıyla resmi dairelerin kayıtlarında bulunan adrese tebligat veya ilan yoluyla tebligat imkânı mevcuttur. Bu şekilde tebligat yapılarak davaya devam edilebilir.

Hukuk davalarının açılışı sırasında Yargı Harcı olarak yatırılması gereken bir bedel söz konusudur. Bu bedel avukatlık ücretine dahil olmayıp; ayrı bir ücrettir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren yeni Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre yargılama giderlerinin tamamı dava açılışı esnasında peşin olarak ödenmektedir. Harç miktarı davanın konusuna, türüne göre değişiklik göstermektedir. Bazı davalardan da harç alınmamaktadır. Harç miktarları yasayla belirlenmiş olup her yıl yenilenmekte ve değişmektedir. Harç dışında, tebligat giderleri, keşif, bilirkişi, tanık ücretlerini de içine alan bir miktarın, gider avansı olarak yatırılması gerekmektedir.